Merkez bankalarından gelişmeler, Asya’da son durum: Küresel piyasalarda neler oluyor?
Investing.com – Küresel ekonomide bu hafta dikkat çeken gelişmeler, merkez bankaları yetkililerinin politika görüşleri ve Asya piyasalarındaki hareketlilik etrafında şekilleniyor. Avrupa Merkez Bankasının faiz indirimine yönelik sinyalleri, İngiltere ve Japonya gibi büyük ekonomilerin para politikası yaklaşımları, uluslararası piyasalarda dalgalanmalara neden oluyor. Öte yandan Çin ve Güney Kore’nin ekonomik büyüme stratejileri ile ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimleri, dünya ekonomisinin gündeminde kalmaya devam ediyor.
ECB üyelerinden düşük faiz sinyalleri
Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyeleri, ekonomiyi canlandırmak amacıyla faiz oranlarında indirim yapılması gerektiğine işaret ediyor. ECB üyesi Fabio Panetta, dezenflasyon sürecinin hızına ve reel ekonomideki zayıflığa dikkat çekerek, faiz oranının nötr seviyenin altına inebileceğini belirtti.
ECB Yönetim Konseyi üyesi Robert Holzmann ise Aralık ayında çeyrek puanlık bir faiz indiriminin gerçekleşebileceğini ifade etti. Ancak, enflasyon riskleri göz önünde bulundurularak daha büyük adımların atılıp atılmayacağı konusunda net bir duruş bulunmuyor.
Mario Centeno ise, ekonomik toparlanma eksikliğinin ve artan risklerin ECB’nin daha büyük faiz indirimleri yapması için bir sinyal olabileceğini vurguladı. Centeno, Euro bölgesi ekonomisinin üzerindeki engellerin hızlı bir şekilde kaldırılması gerektiğini dile getirdi. Bu açıklamalar, ECB’nin ilerleyen dönemde daha gevşek bir para politikası izleyebileceğine dair ipuçları taşıyor.
Bailey, İngiltere enflasyonundaki düşüşü enerji fiyatlarına bağladı
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, Eylül ayında enflasyonda yaşanan düşüşün enerji fiyatlarına bağlı tarihsel faktörlerden kaynaklandığını açıkladı. Bailey, hizmet fiyatlarındaki enflasyonun daha da düşmesi gerektiğini ancak bu durumun yapısal değişiklikler nedeniyle yapışkan hale gelme riski taşıdığını belirtti. Bu açıklamalar, İngiltere’de enflasyonun kontrol altına alınması için atılabilecek adımlar konusunda belirsizliği arttırıyor.
Bailey, hizmet fiyatları enflasyonunun düşüş eğiliminde olduğunu ancak bu düşüşün sürdürülebilir olup olmadığına dair değerlendirmelerin devam ettiğini söyledi. İngiltere ekonomisi, tarihsel enerji fiyat etkilerinden kurtulmaya çalışırken, Merkez Bankasının atacağı adımlar yakından takip ediliyor.
Bridgewater Associates, Fed bağımsızlığına dikkat çekiyor
Dünyanın en büyük hedge fonlarından Bridgewater Associates, ABD Fed’in bağımsızlığının ABD başkanlık seçimlerinde en önemli endişe kaynağı olduğunu dile getirdi.
Greg Jensen, siyasi etkilerin Fed’in para politikası üzerindeki etkilerini değerlendirirken, bağımsızlığın önemi üzerinde durdu. Fed’in bağımsızlığı, hem ABD’de hem de küresel ölçekte ekonomik büyüme ve enflasyon beklentilerini etkileyebilecek bir unsur olarak görülüyor.
ABD’liler ekonomik güven konusunda Trump’ı tercih ediyor
Financial Times ve Michigan Ross tarafından yapılan bir ankete göre, Amerikalı seçmenler ekonomi konusunda Donald Trump’a daha fazla güveniyor.
Anket sonuçları, Trump’ın ekonomi politikalarının Kamala Harris’e kıyasla daha fazla destekçiye sahip olduğunu ortaya koydu. Birçok Amerikalı, Trump’ın başkan seçilmesi durumunda ekonomik açıdan daha iyi bir tablo ortaya koyacağına inanıyor.
Putin, BRICS zirvesinde sonuçları değerlendirecek
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazan’da düzenlenen BRICS zirvesinin son gününde Dış Erişim/BRICS Artı toplantısına katılacak. Toplantıya, BRICS üyesi olmayan yaklaşık 40 ülkenin temsilcileri de katılacak. Putin, bir basın toplantısı düzenleyerek zirvenin sonuçlarını özetleyecek ve gazetecilerin sorularını yanıtlayacak.
Bu toplantı, BRICS ülkeleri dışındaki ülkelerle iş birliğini geliştirmeyi hedefliyor. Zirve, uluslararası işbirliği ve ekonomik kalkınma açısından önemli kararlar alınmasını sağlayabilir.
Japonya Merkez Bankasından faiz değişikliği beklenmiyor
Bloomberg’ün anketine göre, Japonya Merkez Bankasının (BOJ) Ekim ayında faiz oranlarında değişiklik yapması beklenmiyor. Aralık veya Ocak ayında ise faiz artışı beklentisi bulunuyor. Ankete katılan ekonomistlerin %53’ü, BOJ’nin Aralık ayında faiz artırma olasılığının yüksek olduğunu belirtirken, Ocak ayında artış bekleyenlerin oranı arttı.
Japonya’da ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla döviz kurlarındaki hareketler de dikkatle izleniyor. Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato, döviz kurlarında istikrarın önemine vurgu yaptı ve spekülatif hareketlerin yakından takip edildiğini belirtti.
Güney Kore ekonomik büyüme beklentilerini düşürdü
Güney Kore Merkez Bankasından bir yetkili, ülkenin ekonomik büyümesinin beklentilerin altında kalabileceğini açıkladı. Bankanın daha önce %2,4 olarak belirlediği büyüme tahmininin revize edileceği belirtildi. Yetkili, BT sektöründeki ihracatın yavaşlaması ve ihracat üzerindeki belirsizliklerin artmasının büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
Güney Kore’nin ekonomik büyüme hedeflerini yeniden gözden geçirmesi, küresel ticaretin seyrine ve bölgesel ekonomik gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir. Bankanın bu değerlendirmeleri, ekonomik stratejilerde değişiklik olabileceğinin sinyallerini veriyor.
Çin, kamu bankalarına 1 trilyon yuan aktaracak
Çin, ekonomik toparlanmayı desteklemek amacıyla kamu bankalarına toplamda 1 trilyon yuan sermaye enjekte etmeyi planlıyor. Bu adım, bankacılık faaliyetlerini güçlendirmek ve kredi kapasitesini artırmak amacıyla atıldı. Sermaye enjeksiyonunun ölçeği tartışılırken, Çin International Capital Corp. analistlerine göre bu adım bankaların çekirdek sermaye yeterliliklerini artıracak.
Çin hükümeti, ekonomik büyümeyi desteklemek ve ihracatı artırmak için bir dizi teşvik politikası uygulamaya devam ediyor. Bu adımlar, ülke ekonomisinin küresel piyasalarla entegrasyonunu güçlendirme hedefini taşıyor.
IMF, ABD-Çin ticaret gerginliğine dikkat çekti
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, ABD ve Çin arasındaki ticaret geriliminin küresel ekonomiye maliyetli sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Gopinath, ticaret politikaları nedeniyle küresel ticaretin yapısal olarak değiştiğini ifade etti ve ticaret tarifelerinin artırılmasının tüm ülkeler için maliyetli olabileceği konusunda uyardı.
IMF’nin bu açıklamaları, küresel ticaret politikalarının ekonomik büyümeyi nasıl etkileyebileceğine dair önemli bir bakış açısı sunuyor. Ticaret gerilimlerinin artması, dünya çapında üretim ve enflasyon üzerinde baskı yaratabilir.